Calgary Kanada'nın on eyaletinden biri olan Alberta'ya bağlı 1 milyon 300 bin nüfusu olan bir şehir.
Bir petrol şehri olup, birkaç yıldan beri de dünyanın en temiz seçilen şehridir.
Şehir merkezini baz almazsak evlerin çoğunluğu Bahçeli ve müstakildir. Evlerin bahçe duvarlarının tahta çitlerle çevrilmiş. Beton duvar çirkinliğinin olmaması da ayrı bir güzellik sergiliyor.
Dünyanın bir çok ülkesinden gelen insanlarla komşuluk ve arkadaşlık yapıp kültürlerini paylaşmanın güzelliğini yaşıyorsun bu ülkede.
Burada insanlar rahat, hoşgörülü, yardım sever ve son derece saygılılar. Kısaca demek gerekirse özel yaşam alanına çok saygı gösterip aynı saygıyıda karşıdan beklerler.
Bu ülkede en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de kütüphanelerin çok olması ve her yaşa hizmet vermesi.
Çetin geçen kış şartlarında insanların yaşamını kolaylaştırmak için şehir merkezinde iş yeri ve alışveriş merkezlerinin bulunduğu büyük binalar blok blok cam koridorlarla birbirine geçişi sağlanmış.
Bu binalara girmek için18 giriş kapısı hiç dışarı çıkmadan binadan binaya geçmek içinde 62 cam koridor bulunmakta.
Doğa, hayvan ve insanın sevgisinin içiçe yaşanandığı bu ülkede; kedi ve köpek dışında hiçbir hayvanın doğal yaşamına dokunulmadığı gibi beraber yaşananın kolaylıkları sunulmuş. Burada sokak da kedi ve köpek sahipsiz göremezsiniz varsa da evden kaçmıştır. Halkı o konuda çok duyarlı hemen ilgili birimlere telefon ederler. Gelen görevli hayvanı ailesini bulup teslim eder. Aile uyarılır bir daha olmasın diye de hatrı sayılır bir fatura ödetilir. Benim dalgınlığım yüzünden böyle bir şey yaşadığımız için durumu çok iyi bilenlerdenim. (Kaybedipte bulmak var ya ) diye blogum da yazmıştım.
Trafik kuralları burada çok iyi işlemekte ışık olmayan yerlerde öncelik yayalara verilmiştir. Kaldırımdan aşağıya adımını attığın an arabalar en az on metrede duruyor Karşı kaldırıma çıktığına emin olduktan sonra hareket ediyorlar. Burada yaya olmanın keyifini yaşıyorsun. Alışık olmadığımızdan olsa gerek eşim de bende utanıyoruz onlar bekliyor diye :) Klaksiyon çok ama çok mecbur olmadıkça kullanılmıyor.
Kanada mutfağının çok çeşitli yemekleri yok. En popüler yemeklerinden biri Poutine diye bilinen bir çeşit patates kızarması. Patatesin üzerine dökülen et suyu sosu ve yöresel peynir rendesiyle sunulan bir atıştırmalık. Daha çok uzak doğu mutfağı yaygın.
Şu an bulunduğum şehir (Calgary) de ekonomik kriz olsolmasına rağmen yaşam standartları yinede yüksek diyebilirim. Emlak fiyatları çok yüksek. Doğalgaz ve benzin ucuz.
Burada çocuklar hariç her yaş kendine iş bulabiliyor. Emekli olup da tekrar çalışıyor insanlar. Gönüllü çalışan kesim de oldukça yüksek.
Emekli olduktan sonra ikinci işini yapan bu sevimli insanlar Calgary hava alınınca indiğinizde hoşgeldiniz nasıl yardımcı olabiliriz
Bu şehirde etkenlikler hiç bitmez. Ama burayı en özel kılan etkinliklerin başında dünyanın en büyük açık hava şovu kovboy kültürünü yaşatan "Calgary Stampede" gelir.
1912 yılından beri kovboy ruhunu yaşatır Rodeo şov.
Kar şehri Calgary'den selam ve sevgiler olsun siz güzel dostlara.
Sayende dünyanın öteki ucuna gidip dolaştık :)
YanıtlaSilSana çok da yabancı gelmemiştir:)
SilSevgiler.
Teşekkürler farklı kültürlerdeki yaşamı hep merak ederdim. sevgiler.
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim.
SilBenden de çok sevgiler.
Gezginim yerleş sen oraya,demek geldi içimden amaaaa....
YanıtlaSilYıllar önce bir arkadaşım çekti gitti,bu seferde Ülke özleminden yandı-tutuştu,çocuklarımız neysede biz yapamayız sanki,
Neyse ülkemizin kokusundan fazla uzak da...Olamayız gibi geliyor bana
Mutluluk depola sen en iyisi,gelince kullanırsın güzel arkadaşım...
Ah Merih'cim kızımda çok istiyor ama biz yapamayız buralarda....hani bir laf var"Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatanım vah vatanım "demiş işte öyle bir şey bizimki de. Ben buradaki yaşanmışlıkları yazarken daha doğrusu karşılaştığım her güzel şeylerin ülkemde de olmasını dilerim hep içimden. Ülkemiz güzelde ah işte...........
SilSevgiler.
Ne kadar yaşam kolaylaştırılsa da o kadar karın olduğu bir yer bana uzak:))))
YanıtlaSilÖyle düşünürüz de; canından biri hele bu evladındasa, kar değil buzda olsa yaşanıyor.
SilSevgiler.
Önce değerli selamını ve sevgini aldım bende de sana selam ve sevgiler arkadaşım.Nasıl güzel nasıl sosyal bir ülke insana değer dört bacaklı dostlara değer herşey herşey dört dörtlük inan orda yaşamak istedim sadece soğuğu beni korkuttu:)))....sen çok şanslısın en azından enerjini yükselten motive eden yerde yaşama şansı yakalamışın imrenmemek elde değil rabbim uzun ömürler versinde eşinle kızınla oraların tadını çıkarasın öpüyorum canı gönülden tatlım.
YanıtlaSilBenim güzel kalpli arkadaşım sıcacık yorumun içimi ısıtıyooooor sana nasıl teşekkür edeyim:)
SilDoğru şanslıyım bazen duymayınca görmeyince rahat oluyorsun ama geride bıraktıkların o huzursuzluğun içindeyse vatanında huzursuzluk varsa çok da huzurluyum diyemiyorsun çoğu Zaman.
Çok öptüm.
Dünyanın dört bir yanından insanların bir arada sorunsuz yaşaması özenilesi durum birde ülkemizi düşündüm , güzel ailen ile keyifli gezmelerin olsun canım.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Nevcihan Hanım.
SilSize de selam sevgiler olsun.
İnsanların birbirine, doğaya ve tüm canlılara saygı duyarak yaşamaları ne güzel. Çok özeniyorum.
YanıtlaSilİnsanı çok özendiriyor size yürekten katılıyorum.
SilSevgiler.
Yılını hatırlamıyorum ama "Calgary" yi duyunca, okuyunca hemen aklıma "kış olimpiyatları" gelir.
YanıtlaSilHayır hayatımda bir kere kaymışlığım olsa, gam yemem :)
Ben ilk kez geçen yıl gittim yurt dışına. Durup durup da anlattım zaten blogda. Orada insanın kendini değerli hissetmesi çok iyi geldi bana. Tabii bir ayın sonunda neredeyse kanat takıp gelecek kadar özledim ülkemi.
Yine de şu arabaların size yol vermesi yok mu :) Çocuklar hala anlatıp gülerler. Ben karşıdan karşıya geçene kadar duran her aracın sürücüsüne eğilip tebessümle selam verişimi. Japon sanacaklar seni :) deyip durmuşlardı.
Ne uzun yazdım... Sizin seyahat de uzun sürdü ama döndüğünüzde kısacık bir rüya gibi gelecek nasılsa. Durun durduğunuz kadar.
Sevgiler.
Calgary Olimpiyatları 1988 yılında yapılmış. "Rocky Dağları, Minnevanka Gölü" postumda fotoğrafı var belki bakmak istersiniz:)
YanıtlaSilNe kadar anlatılsana yaşayınca daha iyi anlıyor insan. Sevgili Tülin üç yıldır senenin 6 ayını burada geçiriyoruz kızımın yanında. Süre uzun olunca E birazda değişik kültürlere meraklı olunca her şey gözlem alanın içine giriyor.
Sizin gezinizi takip etmiştim hata anımsarmısın
bilemem " ah o gemide bende olmaydım" diye de yazmıştım:)
Kısacası ülke insanından örnek alacak o kadar şey var ki......
Selam işine beni de güldürdün aynı şey bizde de yaşanıyor.:)
Memleket özlemi insanın ailesine olan özlemi gibi görür ve yaşarım o duygu bir başka şey.
Bak ben de çok uzun yazdım:)
Çok selam sevgiler olsun.
Kanada bir çok kişinin hayalidir. Ben de iki senedir Polonya'nın Krakow şehrinde yaşıyorum. Ve yazdığınız satırlar bana hiç yabancı gelmedi. Trafik ışıklarına gösterilen hassasiyet, insanların hayvan sevgisi, birbirlerine gösterdikleri hoşgörü, aslında ne kadar kolay kazanılacak özellikler. Umarım Türkiye'de bir gün bu yaşam standartlarını yakalayabilir.
YanıtlaSilMerhaba, güzel yorumunuzla sayfama renk kattığınız için teşekkür ederim. Birgün olacaktır diye düşünüyorum.
SilÇok sevgiler.
Ne güzel anlatmışsınız. Keşke bizim ülkemiz biraz daha medeni olsaydı dedim yine iç çekerek...
YanıtlaSilSevgiler.
İnsana saygı canlıya saygı demokrasi bizde böyle Türkiye'de yaşasak
YanıtlaSil